Blog

Dozen of articles. Improve your lifestyle now!

Müzik Çocuk Gelişimi Üzerinde Ne Gibi Etkiler Yapar?

Müziğin çocuk gelişimi üzerindeki etkileri hakkında neler biliyorsunuz? İşlevleri ve özü açısından estetik temelli bir sanat dalı olan müziğin insan yaşamında her zaman önemli bir yeri olmuştur. Müziğin, müzikli oyunların ve aktivitelerin çocukların hayatında da önemli bir yeri vardır. Bireysel olarak veya bir grupla birlikte şarkı söylemek, müzik dinlemek, dans etmek, bir müzik aleti çalmak çocukları hem mutlu eder, hem de kişiliklerini birçok açıdan olumlu etkiler. “Müzik çocuk gelişimi üzerinde ne gibi etkiler yapar?” sorusunun cevapları 1’den fazladır. Aşağıda bu cevapları bulabilirsiniz.

Müziğin Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Dil Gelişimine Etkileri

Bir çocuğun dış dünyayla ilk iletişimi sesler aracılığıyla gerçekleşir. Bebek, dünyaya geldikten sonra etrafındaki sesleri dinler, bunları anlamaya ve benzer sesler çıkarmaya çalışır. Daha sonra da kendini ifade etmek ve çevresini anlamak için kelimeleri kullanarak cümleler kurar.

Çocuklarda dil gelişimi okul öncesi dönemde başlar. Sözleri ve müziği uyumlu, dili ve duyguları geliştirici şarkılar ve tekerlemeler dil gelişimini destekleyen en güzel araçlardır. Müzikal eğitim, beynin dil gelişimi ile ilişkilendirilen sol lobuna fiziksel katkıda bulunur. Bazı araştırmalar, okulda daha fazla müzik eğitimi alan çocukların dil öğrenme becerilerinin daha çok geliştiğini, dil derslerinde normal eğitim alanlara kıyasla daha başarılı olduklarını göstermiştir.

Duygusal ve Sosyal Gelişim Üzerindeki Etkileri

Doğru seçilmiş müzik parçaları çocukların duygusal ve sosyal gelişimini olumlu etkiler. Çocuklara, evde ve okulda, farklı türlerde ve formlarda ulusal ve evrensel parçalar dinletilmesi önemlidir. Ev ortamında çocuk oturup müzik dinlemeye zorlanmamalıdır. Yemek, oyun veya uyku saatlerinde evde günlük olarak müzik çalınması daha doğru bir yaklaşım olur. Sürekli dinleme, çocuklarda müzik duygusunun gelişmesi için önemlidir.

Bireysel olarak bir müzik aleti çalmak çocuklarda ritim – melodi duygusunun gelişmesine yardım eder ve kişisel doyum sağlar. Ayrıca çocuk enerjisini olumlu yönlendirmiş olur. Bir grupla birlikte bir enstrüman çalmak ya da şarkı söylemekse çocuğun sosyalleşmesini sağlar. Böyle bir etkinliğin içinde yer alan çocuklar gruba uyum sağlamayı, seslerini keşfetmeyi ve kontrol etmeyi, disiplinli olmayı ve işbirliği yapmayı öğrenirler.

Müziğin çocuk gelişimi üzerindeki etkileri hakkında fikir veren şeylerden biri de müzik eğitimi veren kişilerin gözlemleridir. Bu gözlemlere göre müzik eğitimi almak çocuklarda öz güven, adaptasyon, sorumluluk ve disiplin becerilerinin artmasını sağlamakta ve onları rahatlatmaktadır.

Bedensel Gelişim ve Motor Beceriler Üzerindeki Etkileri

Müziğe ve ritme maruz kalmak çocukları hareket etmeye yönlendirir. Şarkı söylemeye çalışmanın solunum kontrolü ve akciğerlerin gelişimi üzerinde olumlu etkileri olabilir. Bir müzik aletiyle çalışmak ince ve kaba motor becerilerin gelişmesine yardım eder.

Müziğin Çocuklarda Konsantrasyona Etkileri

Konsantrasyon, başarı için çok önemli bir unsurdur. Erken yaşta bu beceriyi edinen çocuklar ömür boyunca faydasını görürler. Yapısı sürekli bir düzen içeren müzik, dikkati yoğunlaştırmayı gerektiren bir sanat dalı olduğundan, müzik eğitimi alan çocukların konsantre olabilme becerisi de gelişir.

Bilişsel Beceriler Üzerindeki Etkileri

Erken yaşta müzik, özellikle de piyano eğitimi almanın çocukların beyinlerindeki işlem merkezleri üzerinde geliştirici etkileri olduğunu gösteren birçok çalışma vardır. Medikal merkezlerde yapılan bazı çalışmalarda, Mozart’ın müziğinin özelliklerini taşıyan parçaların beyinde tetiklemelere yol açtığı görülmüştür.

Yaşlılarda Uykusuzluk Sorunu

Araştırmalar özellikle 65 yaşın üzerindeki bireylerin yaklaşık yarısının farklı uyku sorunları yaşadığını gösteriyor. Yaşlılarda uykusuzluk sorunu rutin görevlerin yerine getirilememesi, dikkatin azalmasından dolayı düşmelerin ve yaralanmaların artması gibi olumsuzluklara yol açıyor.

Yaşlı bireylerin erken yatma isteğine direnip mümkün olduğu kadar oyalanarak geceleyin uyumaya çalışmaları gerekir. Çünkü akşamın ilk saatlerinde uyuyan biri doğal olarak gece saatlerinde uyanacaktır.

Yaşlandıkça insanların uyku düzeni bozulmaya başlar. İdeal uyku süresi birçok kaynakta 7 – 8 saat olarak belirtilir. Bu süre yaşlılıkta 5,5 -6 saate iner. Bunun yanı sıra uykunun algılanmasıyla ilgili bozukluklar da yaşanır. Gece uykusunun rahat ve tatmin edici olmaması gün içinde sıklıkla uyuma isteği duyulmasına yol açar. Yaşlılık döneminde günlük rutin etkinlikler eskiye göre farklılaşmaya başlar. Emeklilik, eşini kaybetme, sağlıkla ilgili ihtiyaçlar ve ilaç alma saatleri, beslenme ve yatma saatlerinin değişmesi ve diğer etmenler vücut ritminin bozulmasına sebep olur.

Yaşlılarda Uykusuzluk

Yaşlı Bireylerde Uykusuzluğun Sebepleri

*Artrit ve diğer sağlık sorunlarından kaynaklanan ağrılar

*Gündüz saatlerinde elli dakikadan fazla uyumak

*Gece uykusu için akşam saatlerinde yatmak

*Gastrointestinal sistem hastalıkları

*Kalp sorunları

*Menopozdan kaynaklanan sorunlar

*Sirkadiyen ritim bozukluğu

*Sosyal izolasyon, aktivitelerin azalması, hareketsiz yaşam, yatağa bağımlılık, kayıp yaşama gibi psiko – sosyal etkenler

*Boşaltım sistemi (Üriner sistem) sorunları

*Alzheimer hastalığı, bipolar bozukluk, depresyon, parkinson hastalığı

*Uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu

*Bazı ilaçların yan etkileri (Yaşlılar genellikle iki – üç veya daha fazla ilaç kullanırlar. Beta – blokerler uykuya dalma güçlüğü çekilmesine, sedatif (sakinleştirici) antidepresanlar ve sedatif antipsikotikler uyuklama haline sebep olur. Kafein ve benzeri uyarıcılar da uyku süresinin azalmasına yol açar. Bu tür uyaranların yaşlı bireyler üzerindeki etkileri daha uzun sürelidir.)

*Kurumda kalma (Huzurevlerindeki gürültü, ışığın gece boyunca açık olması, yetersiz aydınlatma gibi durumlar

Yaşlılarda Uykusuzluk Sorunu İçin Çözüm Önerileri

*Yaşlılar gün içinde gençlere göre daha fazla dinlenme ihtiyacı duydukları için gündüz saatlerindeki kestirmeleri fazla olabilir. Bu da gece uykusunun süresini kısaltır. Yaşlı bireylerin gündüz uykusunun süresi 50 dakikayı geçmemelidir.

*Yatma saatinden önce yapılan hafif gevşeme egzersizleri uykuya daha rahat geçilmesini sağlar.

*Yatak kıyafetleri sağlıklı, rahat ve ferah olmalıdır.

*Yatmadan önce ağır, baharatlı yiyecekler yemekten, sindirilmesi zor gıda maddeleri tüketmekten kaçınmak gerekir.

*Yatmadan önce yapılması gereken diş temizliği ve diğer rutin temizlik işleri ihmal edilmemelidir.

*Yatak odası tamamen karanlık olmalıdır.

*Akşam yemeğinden sonra fazla miktarda sıvı tüketmekten kaçınmak gerekir. Böylece uyku arasında tuvalete gitme ihtiyacı azalır.

*Yatak sağlıklı, rahat ve temiz olmalıdır.

*Sağlıklı bir uyku için yatağa boş mideyle girmek gerekir. Fakat bazen 1 bardak ılık süt uyumaya yardımcı olabilir.

*Yatmasının üstünden yarım saat geçtiği halde uyuyamayan kişi yatağından çıkmalı ve parlak bir ışık altında olmamak şartıyla müzik dinlemek veya okumak gibi yorucu olmayan aktiviteler yapmalıdır.

*Doktor tarafından tavsiye edilmemiş herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır.

*Yatak odasının çevresi sessiz ve yeterli derecede karanlık olmalıdır.

*Günün geç saatlerinde çay ve kahve içilmemelidir.

*Gün içinde bir süre güneş ışığına maruz kalınmalıdır.

*Kişi kendini endişeli, üzüntülü veya gergin hissediyorsa ılık bir duş alması faydalı olabilir. Ilık duş insanı rahatlatır ve uykuya daha kolay dalmasına yardım eder.

Yaşlılarda Uykusuzluk Düşmelerin Artmasına Yol Açabilir

ABD’li bir bilim insanı ve arkadaşlarının 70 ve daha ileri yaşlardaki yaklaşık üç bin kadın üzerinde yaptıkları bir araştırmada geceleri maksimum 5 saat uyuyan kadınların yıl boyunca 2 veya daha fazla defa düşme ihtimalinin 7 saatten fazla uyuyanlara kıyasla yarı yarıya fazla olduğu görülmüştür. Aynı araştırma, gece uykusu 5 – 7 saat arasında olan kadınların düşme ihtimalinin de daha çok uyuyanlara göre yüzde 40 daha fazla olduğunu göstermiştir.

Araştırma kadınlar üzerinde gerçekleştirilmiş olsa da benzer sorun kuşkusuz uykusuzluk çeken yaşlı erkekler için de geçerlidir. Yetersiz ve kalitesiz uyku sadece yaşlılarda değil, gençlerde de ciddi denge sorunlarına yol açabilmektedir.

Uykusuzluk Ne Gibi Sorunlara Yol Açıyor?

Uykusuzluk her yaş grubunda birtakım sorunlara yol açar, hayat kalitesini düşürür. Yaşlılıkta, insanların daha enerjik, daha dinamik olduğu gençlik dönemine göre daha farklı, daha ağır olumsuz etkileri olabilir ama sonuçta yeterli, kaliteli bir uyku sağlık, rahatlık, enerji, verim açısından her yaş döneminde önemlidir. Uykusuzluğun yol açabileceği başlıca sorunlar şunlardır:

  • Endişe ve stres seviyesini arttırır.
  • Kişinin kendini yorgun ve sinirli hissetmesine sebep olur.
  • Olumsuz düşünme eğilimini körükler.
  • Algıyı ve refleksleri yavaşlatır.
  • Baş ağrısına yol açar.
  • Hipertansiyon riskini yükseltir.
  • Yıllar boyunca devam eden, tedavi edilmeyen uykusuzluk sorunu kalp ve damar sağlığını olumsuz etkiler, diyabete ve kolesterolün yükselmesine sebep olur.
  • Bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar.
  • Odaklanma becerisini ve hafızayı olumsuz etkiler.
  • İnsülin direncine sebep olur.
  • Daha sık acıkmaya ve buna bağlı olarak kilo alımına yol açar.

Hasta Yakını Stresi ve Durumu Kolaylaştıracak Tavsiyeler

Kronik bir sağlık sorunu olan birine bakım vermek alışveriş yapmak, yemek hazırlamak ve yedirmek, kişinin ve yaşadığı …

Bebekler Ne Zaman Su İçebilir?

Boğazınızın kuruduğunu hissettiğiniz sıcak bir günde doğal olarak bir bardak suya uzanırsınız. Bu, 2 – 3 aylık …

Kreş Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken 8 Nokta

Çocuğunuzu bir kreşe vermeyi düşünüyorsanız onun için en iyi şartları sağlayacak bir yer bulmayı istersiniz. …